Taylan Antalyalı'nın Galatasaray'a Transferinde Yeni Bilgi Ve Belgelere Ulaşıldı

Taylan Antalyalı
Taylan Antalyalı / Seskim Photo/MB Media/GettyImages
facebooktwitterreddit

Radyospor programcısı ve Ajansspor yazarı Atilla Türker, Taylan Antalyalı'nın Erzurumspor'dan Galatasaray'a transferinde yeni bilgi ve belgelere ulaştı.

Türker yazısında şu ifadeleri kullandı:

Taylan Antalyalı’nın 4 sezon önce Erzurumspor’dan Galatasaray’a transferi sırasında kapalı kapılar ardında nelerin döndüğünü belgelerle anlatacağım şimdi size...
Baştan söyleyeyim, konu halen mahkemede…
Gençlerbirliği Kulübü’nün, Büyükşehir Belediye Erzurumspor Kulübü ve Taylan Antalyalı hakkında 2.5 yıl önce açtığı davanın karar duruşması 2 Kasım’da olacak.
Peki, konu ne?
Taylan Antalyalı’nın Erzurumspor’dan Galatasaray’a transferi sırasında iki kulüp arasında “danışıklı satış” yapıldığı gerekçesiyle Gençlerbirliği’nin açtığı alacak davası…

Evet… Bu davaya sürpriz bir tanık damga vurdu. Kim mi bu? Erzurumspor’un o dönemki idari sorumlusu Lokman Ümit…
O süreçte Erzurumspor adına tüm görüşmeleri sürdüren Lokman Ümit, mahkemede verdiği ifadede “Taylan Antalyalı, Galatasaray’dan aldığı 4 milyon Lira'yı Erzurumspor Kulübü Başkanı Hüseyin Üneş’e nakit olarak aktardı” dedi.

Lokman Ümit, “Taylan Antalyalı, Ziraat Bankası Florya Şubesinden 4 milyon Lira'yı çektikten sonra Hüseyin Üneş’in yardımcısı Hüseyin’e elden verdi. Hüseyin adlı yardımcı da Hüseyin Üneş’e iletti. Tüm yazışmalara ve görüşmelere tanığım. Bu 4 milyon Lira'yı alan Hüseyin Üneş, 2 milyon Lira'yı Erzurumspor Kulübü’ne borç olarak verdi, diğer 2 milyon Lira'nın akıbetini ise bilmiyorum” dedi.

Lokman Ümit’in bu sözleri doğrultusunda hemen şu vurguyu yapayım. Başkan Hüseyin Üneş’in, Erzurumspor Kulübü’ne 2 milyon lira borç verdiğine dair banka dekontunun görüntüsü halen benim elimde bulunuyor. Hem de bu borç dekontunun tarihi nedir biliyor musunuz? 12 Eylül 2019... Yani, Taylan Antalyalı'nın Başkan Hüseyin Üneş'e elden 4 milyon Lira gönderdiği süreçte, daha doğrusu 8 gün sonra.

Bu konunun çok çarpıcı tarafı ise şu: O süreçte Taylan’ı bedelsiz olarak transfer ettiğini açıklayan Galatasaray Kulübü, bu 4 milyon lirayı Erzurumspor Kulübü’ne doğrudan bonservis bedeli olarak ödeseydi, daha önce yapılan protokol gereği Erzurumspor, Gençlerbirliği’ne 1 milyon 600 bin Lira pay vermek zorunda kalacaktı.

Galatasaray’ın Finansal Fair Play engelinden kurtulabilmek, Erzurumspor’un da Gençlerbirliği’nin payını vermemek için bu ortak operasyona imza attıkları öne sürüldü.

Mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişi, Erzurumspor’un Gençlerbirliği ‘ne ödemesi gereken tazminat bedelini 1 milyon 884 bin Lira olarak belirledi. Bu 1 milyon 884 bin Lira'lık miktarın 4 yıllık faizle 3 milyon Lira'yı bulacağı bildirildi. Davanın karar duruşması 2 Kasım’da olacak.

Gençlerbirliği Kulübü Başkanı Niyazi Akdaş, bu davanın olumlu sonuçlanmasının ardından Erzurumspor ve Taylan Antalyalı’nın yanı sıra Galatasaray hakkında da yeni hukuki girişimlerde bulunacaklarını söyledi.
Akdaş, o transfer sürecinde tarafların organize bir işe imza attıklarını ifade etti.
Gençlerbirliği’nin bu doğrultuda Taylan Antalyalı’nın transfer sözleşmesinde Galatasaray Kulübü adına imzası olan Başkan Burak Elmas ile 2. Başkan Abdurrahim Albayrak’ın yanı sıra Taylan Antalyalı’yı ve Erzurumspor Kulübü Başkanı Hüseyin Üneş’i de Cumhuriyet Savcılığına şikayet edeceği öğrenildi.

Tüm bunların dışında Gençlerbirliği’nin Galatasaray ve Erzurumspor’a tazminat davası açacağı, ayrıca her iki kulübü de Futbol Federasyonu Etik Kurulu’na şikayet edeceği kaydedildi.

YENİ BELGELER…
Evet… Olay müthiş boyutlarda…
İşin içinde ne ararsanız var.
Bilenler bilir, 2.5 yıl önce bu konuyla ilgili çok gizli bazı belgeleri gün yüzüne çıkarmış ve Ajansspor’da bu köşede yayınlamıştım.
Hangi belgeler miydi bunlar? Taylan Antalyalı’nın Erzurumspor için imzaladığı 4 milyon Lira'lık bir adet senet ve bir adet de feragat protokolü…
Haliyle gündem olmuştu.
Büyük tartışmalar yaşanmıştı.
Aradan 2,5 yıl geçti.
Konuyu takip ettim.
Nitekim geçen hafta çok çarpıcı yeni bilgiler ve belgeler edindim.

ERZURUMSPOR 3 MİLYON EURO İSTİYORDU
Futbol tarihimize geçecek bu olayı şimdi en ilginç detayına kadar anlatmaya çalışacağım.
Başlıyorum:
Malumunuz, Taylan Antalyalı yakın bir zamana kadar Galatasaray’da oynayan ve A Milli Takımımızın formasını giyen çok önemli bir isim…
Halen Samsunspor’da top koşturuyor.
2018 - 2019 sezonunda Erzurumspor formasını taşıyan Taylan, gösterdiği üstün performansla Galatasaray ve Beşiktaş başta olmak üzere çok sayıda kulübün radarına girdi.
Taylan’ın o süreçte Erzurumspor’la sözleşmesi devam ediyordu.
Erzurumspor’un izni olmadan bir yere kımıldayamazdı.

Nitekim Erzurumspor’un o dönemki Başkanı Hüseyin Üneş, “Taylan Antalyalı için 3 milyon Euro transfer bedeli belirledik. Birçok kulüp kendisini yakından takip ediyor. Hem büyük kulüpler, hem de Anadolu takımları Taylan’ı ısrarla istiyor. Biz futbolcunun kariyerini düşüneceğiz ama kulübümüzün menfaatlerini de ön planda tutacağız” dedi.

Taylan da “Erzurumspor’a vefa borcum var. Kulübüme para kazandırmadan hiçbir yere gitmem” dedi.

Harika sözlerdi bunlar.
Vefa ve sorumluluk bunu gerektiriyordu.

GALATASARAY BONSERVİS ÜCRETİ ÖDEMEDİ
Sonra ne oldu dersiniz?
Taylan, Galatasaraylı oldu.
Ama nasıl oldu?
Galatasaray Kulübü, Taylan Antalyalı’ya 4 milyon Lira “imza parası” verdiğini duyurdu. Nitekim bu 4 milyon Lira'lık imza parası Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bildirildi.
Peki, Taylan Antalyalı için Galatasaray’ın Erzurumspor’a ödediği bonservis ücreti ne kadardı?
Daha doğrusu, fesih bedeli olarak Galatasaray’ın Erzurumspor’a ödediği bir para ortada yok muydu?
Yoktu…
Görünmüyordu.
İnanılacak gibi değildi ama Galatasaray, Erzurumspor’a tek kuruş bile bonservis parası ödememiş gözüküyordu.
Resmî açıklamalar ve resmî beyanlar bu şekildeydi.
Peki o zaman, nerede o verilen sözler?
Nerede o telafuz edilen 3 milyon Euro'luk bonservis bedeli?

GENÇLERBİRLİĞİ İSYAN ETTİ
BB Erzurumspor Kulübü Başkanı Hüseyin Üneş, bu transfer gerçekleştikten sonra yaptığı açıklamada “Taylan Antalyalı gitmeyi çok istiyordu. Bizdeki transfer alacağından vazgeçince Galatasaray’a transfer olmasına izin verdik” dedi.

Yani... Hüseyin Üneş, Galatasaray’dan bonservis bedeli alınmadığını üstüne basa basa çok açık bir şekilde beyan etti.
Galatasaray Kulübü de Taylan için Erzurumspor’a bonservis bedeli ödenmediğini bildirdi.
Galatasaray’ın Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı bildirimde de Taylan Antalyalı için bonservis ücreti ödendiğine dair bir ifade yer almadı.
Sonra ne oldu?
Olması gerekenler oldu.
Gençlerbirliği camiası isyan etti.

ÇAPANOĞLU VAR!
Başkent ekibi haklı olarak “Bu işin içinde bir çapanoğlu var” dedi.
Gençlerbirliği Kulübü yöneticileri o süreçte sık sık demeç vererek, “Hukuki girişimlere başlayacağız ve hakkımızı alacağız. Taylan Antalyalı’nın transferi nedeniyle Galatasaray’dan BB Erzurumspor’a direkt ya da endirekt olarak önemli miktarda bir para mutlaka gitmiştir. Aksi takdirde Taylan Antalyalı gibi sözleşmesi devam eden değerli bir futbolcunun mukavelesi niye feshedilsin? Hakkımız olan yüzde 40’ın takipçisi olacağız” dediler.
Ben de o süreçte bu yaşanılanları çok detaylı bir şekilde kaleme aldım.
7 Eylül 2019 tarihinde Ajansspor’da bir de belge yayınladım.
Nasıl bir belge miydi bu?
Gençlerbirliği ile BB Erzurumspor arasında daha önce imzalanan “Taylan Antalyalı yarınlarda Erzurumspor’dan başka bir kulübe gittiği takdirde Erzurumspor’a ödenecek bonservis bedelinin yüzde 40’ı Gençlerbirliği’ne verilecektir” kapsamlı bir protokol…
Sonra? Günler, haftalar, aylar geçti.
Elimde başka belge olmadığı için mevzu kapandı.
Kapanır gibi oldu.

BİR PROTOKOL BİR DE SENET!
Gazetecilikte fikri takip gerekir.
Takibe devam ettim.
Sonuç? Bingooooo...
Yeni bir protokol ve bir de senet ele geçirdim.
Nasıl bir protokol ve nasıl bir senet bu?
BB Erzurumspor Kulübü ile Taylan Antalyalı arasında imzalanan inanılmaz derecede önemli bir protokol ve senet…
Karşılıklı sona erdirme, ibraname ve feragatname” başlıklı protokolde BB Erzurumspor Kulübü’nün kaşesi ve Taylan Antalyalı’nın imzası vardı.
Bu protokolün 3. maddesinde “Futbolcunun (Taylan Antalyalı’nın) BB Erzurumspor’a hizmet sunmak istememesi nedeniyle futbolcunun talebi üzerine akdedilmekte olduğundan, kulübe erken fesih tazminatı olarak 04.09. 2019 vadeli net 4.000.000-TL (DÖRT MİLYON Türk Lirası) bedelli senet düzenlemeyi, teslim etmeyi ve vadesi geldiğinde bu tutarı BB Erzurumspor Kulübü’ne tam ve eksiksiz olarak ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt etmektedir” şeklinde ifade bulunuyordu.
Bu protokolün tarihi mi? 2 Eylül 2019...
Yani, 2019-2020 transfer tescil süresinin son günü olan 2 Eylül 2019...
Önemle dikkatinizi çekerim… Protokolde ne yazıyor, “Kulübe (Erzurumspor’a) ERKEN FESİH TAZMİNATI olarak 4 milyon lira bedelli senet düzenlenmesi…”
İş burada bitiyor zaten…
4 milyon Lira'lık tutarın Erzurumspor Kulübü kasasına girmesi kayıt altına alındı.
Çok net bir ifade kullanıldı.
Şu da var… Taylan Antalyalı’nın, BB Erzurumspor için imzaladığı senedin vadesi neydi? 4 Eylül 2019…
Yani, Taylan Antalyalı’nın imzasının bulunduğu feragat protokolü ile yine imzasının bulunduğu senet arasında kaç gün ara var? Sadece 2 gün…

TAYLAN’IN FERAGAT ETTİĞİ MİKTAR 4 MİLYON 711 BİN LİRA
İşin özü, Taylan Antalyalı, Galatasaray’dan aldığı 4 milyon lirayı BB Erzurumspor’a vermişti.
Gençlerbirliği açık açık saf dışı bırakılmıştı.
Şunu da yazayım… Taylan Antalyalı, ödemeyi taahhüt ettiği bu 4 milyon liranın haricinde... BB Erzurumspor Kulübünden alacağı olan 711 bin liradan da feragat etmişti.
Bu feragat da yine bu protokolün 2. maddesinde yer alıyordu
Yani, Taylan’ın feragat ettiği toplam miktar 4 milyon 711 bin lira idi.

FİNANSAL FAİR PLAY VE YÜZDE 40 İDDİASI
Fikir jimnastiği yapalım.
Galatasaray bu işin neresindeydi? Galatasaray Kulübü yöneticileri bilmiyor muydu, imza parası adı altında Taylan Antalyalı’ya verdikleri 4 milyon Lira'nın, aslında BB Erzurumspor’a gittiğini?
Acaba, Galatasaray Kulübü finansal fair play engelini aşabilmek için mi böyle bir operasyonun içinde yer aldı?
İddialar bu yöndeydi.
Peki, BB Erzurumspor bu durumu nasıl izah edecekti?
4 milyon Lira açık bir şekilde Erzurum kanadına aktarılmıştı işte…
Hakka, hukuka, emeğe ve de zekaya saygı bu muydu acaba!
Yine acaba, Taylan Antalyalı’nın içi rahat mıydı? Bir zamanlar top koşturduğu Gençlerbirliği’ne niye böyle bir yanlış yapmıştı?

TAYLAN HİSSETTİ!
Şu bilgiyi de vereyim.
Taylan Antalyalı, bu protokolü ve senedi tam imzalarken, “Yarınlarda bu olay duyulursa başım çok ağrır. İçim hiç rahat değil. Birileri beni alet ediyor” dedi.
Hatta çok önemli bazı kişilerin de kulaklarını çınlattı.
Aynen böyle...
Peki... Ben bu son derece önemli bilgileri nasıl biliyorum?
Nasıl böyle net ifadeler kullanabiliyorum?
Söyleyeyim.
Nihayetinde ben bu belgeleri birilerinden aldım.
Olayın tam göbeğinde bulunan birilerinden...
Ortada tanıklar var.
Ne, nasıl, neden, nerede, ne zaman ve kim?
Hepsi var.
Detaylar da var.
Erzurum kanadında kimlerin rol oynadığı, İzmir’de kimlerin bulunduğu, İstanbul’da kimlerin direktif verdiği, Ankara’da kimlerin haberdar olduğu…
Kimlere ne gibi sözlerin verildiği…
Hepsi var.
Fotoğraflarla var.
Belgelerle var.
Kayıtlarla var.

GENÇLERBİRLİĞİ YÖNETİCİLERİNİN HABERİ YOKTU
O tarihte bu belge benim elime geçer geçmez Gençlerbirliği Kulübü’nün çok önemli yöneticileri ile görüştüm.
Başkan yardımcısı düzeyindeki bu yöneticilerin konuya ne derece vakıf olduğunu öğrenebilmek için “Ortada 4 milyon Lira'lık bir senet ve bir protokol olduğunu biliyor musunuz?” diye sordum.
Bilen çıkmadı...
“Yok öyle bir senet” dediler.
Hatta, “Kim imzalar ki böyle bir senedi ve protokolü?” dediler.
Güldüler…
Ben “Ya varsa?” dediğimde de…
Espri yaptığımı sandılar.
“Ben çok ciddiyim” dediğimde de...
Şaşırdılar…
Yani… Gençlerbirliği’nde o süreci yürüten başkan yardımcısı düzeyindeki yöneticiler bile böyle bir protokolün ve senedin olduğunu benden öğrendiler.
Oturdum, haberi yazdım, bu müthiş belgeleri yayınladım.
Ortada alengirli işler olduğunu kaleme aldım.
Tabii ortalık feci karıştı.
Twitter’da gün boyu Taylan Antalyalı-Atilla Türker adları trend topic oldu.
Taraflı tarafsız hemen her kesim bu haberin üstüne gitti.

MURAT CAVCAV KAYITSIZ KALDI
Ne tuhaftır ki… Haberi yazdığım o süreçte Gençlerbirliği Kulübü Başkanı olan Murat Cavcav, gerekli duyarlılığı bir türlü göstermedi.
Gençlerbirliği Kulübü’nden çıt çıkmadı.
Şaşılacak bir durumdu bu…
Sadece şu oldu… Haberi yayınladıktan üç gün sonra saat 23 civarında bana bir telefon geldi. Arayan kişi Gençlerbirliği Kulübü yönetim kurulu üyesi idi. Hatırımı sorduktan sonra “Ağabey, sayende kulübümüz para kazanacak” dedi. Sadece bu cümleyi söyledi.
Sonra da Göztepe maçı için İzmir’de olduklarını ve yanında Başkan Murat Cavcav’ın bulunduğunu belirtti, “Atilla Ağabey, Sayın Başkan seninle görüşmek istiyor” dedi.
Telefonu Murat Cavcav’a verdi. Ben zannettim ki Taylan Antalyalı mevzusunu dile getirecek Sayın Murat Cavcav...
Yanıldım…
Murat Bey hatırımı sorduktan sonra havadan sudan iki-üç cümle daha konuştu, “Yarınki maça eksik bir kadroyla çıkacağız” dedi.
Ben de başarılar diledim.
Bu kadar…
Mevzu böyle kaldı.

MURAT CAVCAV GİTTİ, NİYAZİ AKDAŞ GELDİ
Oysa belgeler benim elimdeydi. Başka bir yayın kuruluşu ya da başka bir kişi belgeleri bizden habersiz kullanmasın diye, Taylan Antalyalı’nın imzaladığı senet ve sözleşmenin üzerine Ajansspor mahreçi koymuştuk.
Ajansspor mahreçiyle yayınlamıştık.
Olası bir davada bu belgeleri mahkemeye mahreçsiz bir şekilde sunmak gerekirdi.
Bekledim ki, Gençlerbirliği Kulübü’nden birileri benden bu belgeleri istesin, ben de vereyim.
Hak, hukuk, adalet adına bu belgeleri kim istese anında verecektim.
6 ay boyunca hiç kimse istemedi.
Lafı uzatmayayım... O süreçte Gençlerbirliği Kulübü yöneticilerinin ve görevlilerinin bu kadar sessiz kalması beni şaşırttı, kafamda çok değişik soru işaretleri yarattı.
Kimse kusura bakmasın ama böylesine önemli bir olay karşısında bu derece duyarsız kalınması doğru değildi.
Mantıklı değildi.
Ben bu haberi yazdıktan yaklaşık 6 ay sonra Murat Cavcav, Gençlerbirliği Kulübü başkanlığını bıraktı, yerine Niyazi Akdaş geldi.

GENÇLERBİRLİĞİ’NE BELGELERİ BEN VERDİM
Niyazi Akdaş, Gençlerbirliği Kulübü Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “Taylan Antalyalı mevzusunu mutlaka çözeceğim. Gençlerbirliği’nin hakkını kimseye yedirmem” dedi.
Nitekim Niyazi Akdaş bir hafta sonra telefonla beni aradı, uzun uzun konuştuk, bildiklerimi anlattım.
Başkan Niyazi Akdaş sonrasında beni bir kez daha aradı, Erzurumspor’a ve Taylan Antalyalı’ya dava açtıklarını söyledi, benden belgeleri istedi, “Tabii ki” dedim, WhatsApp’tan gönderdim.
Bu süreçte medyaya bir demeç veren Başkan Niyazi Akdaş, “Atilla Türker bana belgeleri verdi, davayı açtık. Ne Erzurumspor’a ne Galatasaray’a bunu yakıştıramıyorum. İki taraf arasında yapılan ve Gençlerbirliği’ni yok sayan bir hülle bu...” şeklinde konuştu.
Hatta daha sonra Sayın Niyazi Akdaş’la bazı dostların da bulunduğu bir ortamda ilk ve son kez yüz yüze geldik.
Akdaş bana “Atilla Bey, büyük bir haksızlığı ortaya çıkardınız. Sayenizde Gençlerbirliği Kulübü para kazanacak” dedi.

ABDURRAHİM ALBAYRAK İTİRAF ETTİ
İşin en ilginç taraflarından biri de şu: O süreçte Galatasaray Mali Genel Kurulu’nda kürsüye çıkan Abdurrahim Albayrak, Taylan Antalyalı transferini anlatırken, “Çok büyük kulüpler devreye girmişti. Transferin kapanmasına 1 saat kala Taylan Antalyalı’yı sadece 4 milyon Lira'ya Galatasaray’a kazandırdık” dedi.

Albayrak resmen itiraf etti.
4 milyon Lira verdiklerini bildirdi.
Tabii, Taylan Antalyalı aracılığıyla BB Erzurumspor’a verilen paraydı bu…

GENÇLERBİRLİĞİ’NİN AÇTIĞI DAVADA SÜRPRİZ TANIK
Gençlerbirliği, gelişen olaylar çerçevesinde Erzurumspor ve Taylan Antalyalı hakkında dava açtı.
Bu dava sürecinde Gençlerbirliği açısından çok ilginç ve de güzel bir gelişme oldu.
Nasıl mı? Erzurumspor’un Eski İdari Sorumlusu Lokman Ümit bu davada tanık oldu.
Lokman Ümit, bu süreci yürüten isimdi.
İlk dakikadan son dakikaya kadar Taylan Antalyalı’nın hemen yanı başında olan tek isimdi.
Detay vereyim… Taylan Antalyalı, İzmir’de senedi ve protokolü akşam imzaladıktan sonra kendi kullandığı arabayla sabah saatlerinde Lokman Ümit’le birlikte İstanbul’a geçti.
Sözün özü, süreç boyunca Erzurumspor Kulübü adına tüm yazışmaları ve konuşmaları yapan kişi Lokman Ümit idi.

TANIK HER ŞEYİ ANLATTI
Yanlış anlaşılmalara meydan vermemek için hemen şu vurguyu yapayım.
Ben o süreçte Taylan Antalyalı’nın imzaladığı protokol ve senedi yayınlayınca ne oldu biliyor musunuz? Erzurumspor Kulübü, Lokman Ümit’in görevine son verdi.
Erzurumspor Kulübü yöneticileri, o belgeleri Lokman Ümit’ten aldığımı düşündü.
Kim ne düşünürse düşünsün önemli değil ama ben şimdi sormak isterim, bu işin tam göbeğinde olan bir kişi kovulacağını bile bile bu belgeleri bir gazeteciye verir mi?
Ben belgeleri başka bir kişiden edindim.
O kişinin ismi de elbette ki benimle birlikte mezara gidecek.
Mevzuyu dağıtmayayım…
İşte Lokman Ümit, Gençlerbirliği’nin Erzurumspor ve Taylan Antalyalı’yla ilgili açtığı davada tüm bildiklerini mahkemede tanık olarak anlattı.
Çok net konuştu.

“TAYLAN, 4 MİLYON LİRAYI ELDEN TESLİM ETTİ”
Lokman Ümit, Taylan Antalyalı’nın Galatasaray’dan aldığı 4 milyon Lira'yı Hüseyin Üneş’in çalışanı olan Hüseyin adlı birine Ziraat Bankası Florya Şubesinde elden verdiğini, bu kişinin de Hüseyin Üneş’e ilettiğini söyledi.
Ümit, Hüseyin Üneş’in bu 4 milyon Lira'nın 2 milyon Lira'sını Erzurumspor’a borç olarak verdiğini, diğer 2 milyon Lira'nın akıbetini ise bilmediğini duruşmada dile getirdi.
Nitekim benim elimde şu anda bir dekont var. Bu dekontta Hüseyin Üneş’in Erzurumspor’a 2 milyon Lira borç verdiği ibaresi bulunuyor.
İddia odur ki, Hüseyin Üneş kısa bir zaman sonra bu 2 milyon Lira'yı Erzurumspor’dan tahsil etti. Tabii bunun ne derece doğru olduğu yarınlarda belgelerle netlik kazanır.
Kalan diğer 2 milyon Lira ise Hüseyin Üneş’te mi, yoksa başka bir yerde mi zaman içinde belli olacak.
İsterseniz Lokman Ümit’in bu konuyla ilgili mahkemede verdiği ifadeyi elimdeki tutanağa dayanarak aynen aktarayım.

Ümit’in sözleri şöyle:

“2019 yaz transfer döneminin son günü saat 17.00 sularında Taylan beni aradı. Bana Galatasaray ile görüştüğünü Galatasaray’ın kendisine 4.000.000,00 TL gibi bir meblağı imza parası olarak verebileceğini söyledi. Kendisinin bu imza parasını kulübe verip serbest kalmak istediğini söyledi. Ben Taylan ile konuşmamı Hüseyin ÜNEŞ’e aktardım. Hüseyin ÜNEŞ 4.000.000,00 TL’lik imza parasının kulübe verilmesi ile 700.000,00 - 800.000,00 TL civarındaki alacaklar karşılığında Taylan Antalyalı’nın serbest bırakılabileceğini bana söyledi. Taylan da başkanın teklifini kabul ettiğini bana söyledi. 4.000.000,00 TL’lik imza parası o günkü kurla 700.000,00 Dolar gibi bir meblağa tekabül ediyordu.”

“TAYLAN, BEDEL İÇERMEYEN FESİH MUKAVELESİNE İMZA ATMAYACAĞINI SÖYLEDİ”
Ümit şöyle devam etti:

“Ben Erzurum’dan İzmir’e geçmek için uçak bileti aldım. Ankara aktarmalı bir uçakla seyahat edeceğim için gece 01.00 sularında İzmir’e varabilecektim. Ben kulüpten Kadir KÖSEOĞLU ve Abdurrahman BAŞKIR’a mukavele hazırlamalarını söyleyerek hava alanına geçmek için hazırlanmaya başladım. Kulüpte mukavelelerin hazırlanma işini Abdurrahman BAŞKIR yapıyordu. Kadir KÖSEOĞLU da kulüp müdürü olarak aradaki irtibatı sağlıyordu ve onaylar ile TFF’ye bildirim işlerini yürütüyordu. Bu süreçte işlemleri yürütmesi için İzmir’de yaşayan güvendiğim bir akrabamı da ayarladım. Bu akrabam eşimin üvey abisi Semih SARUHANOĞLU’dur. Bana ilk olarak üzerinde yalnızca Taylan’ın kulüpten alacağı olan 700.000 - 800.000 TL’lik meblağın yazılı olduğu feshe dair mukavele e posta adresime gönderildi. Ben durumu Taylan’a ilettim. Taylan imza parası olan 4.000.000,00 TL’lik meblağın da dahil olduğu bir fesih mukavelesine imza atacağını söyledi. Ben Taylan’ın sözünü Kadir KÖSEOĞLU’na ilettim. Kadir tamam dedi. Ardından bana ikinci bir e posta geldi. İkinci e postadaki fesih mukavelesinde yalnızca alacaklardan vazgeçme ibaresi yazılıydı, herhangi bir meblağ yazmıyordu. Bu durumu yeniden Taylan’a ilettim. Taylan bedel içermeyen fesih mukavelesine imza atmayacağını söyledi. Ben Taylan’ın bu sözünü Kadir KÖSEOĞLU’na ilettim.

TAYLAN İÇİN İKİ AYRI FESİH MUKAVELESİ…
Ümit şu bilgileri de aktardı:

“Bunun üzerine Kadir KÖSEOĞLU bana hem 4.000.000,00 TL’lik imza parasının hem de 700.000,00 - 800.000,00 TL’lik alacağın yazılı olduğu yeni bir fesih mukavelesi gönderdi. Kadir KÖSEOĞLU beni aradı ve son gün son saatlere kalındığı için iki tane fesih mukavelesi yapılacağını bana söyledi. Birinci fesih mukavelesinde herhangi bir bedel yazmayacaktı, ikinci fesih mukavelesinde tüm bedeller yazacaktı. Bu durumu Taylan’a ilettim. Taylan ilk başta neden iki tane fesih sözleşmesi yapıldığını sorguladı.”

TAYLAN İKNA OLDU
Ümit şunları söyledi:

“O süreçte Kadir KÖSEOĞLU ve Başkan Hüseyin ÜNEŞ, Taylan’ı ikna etmemi bana söylediler. Bana ilk fesih mukavelesinin İzmir’den TFF’ye sunulacağını, ikinci fesih mukavelesinin Erzurum’dan TFF’ye sunulacağını Taylan’a ilettim. Taylan ikna oldu. Taylan iki fesih mukavelesini de imzalayıp benim akrabam Semih SARUHANOĞLU’na 4.000.000,00’lik senetle birlikte teslim etti. Bedelsiz fesih mukavelesi ile TFF nezdinde Taylan’a ilişkin işlemler yapıldı. Taylan transferin son saatlerinde Erzurumspor ile mukavelesini sona erdirip serbest kaldı ve akabinde Galatasaray ile sözleşme imzaladı.”

4 MİLYON LİRALIK SENET ESKİ TARİHLİ
Lokman Ümit şu hususa da değindi:

“İşlemler her ne kadar 2 Eylül 2019 tarihinde yapılmış olsa da 4.000.000,00’lik senedin eski tarihli olmasını kulüp yöneticilerinden Zafer Özdemir istedi. Senet 20 Ağustos 2019 tarihli olarak tanzim edildi. Senette ödeme tarihi olarak 4 Eylül tarihi yazılıydı. Ben İzmir’e gece 1 sularında inip Taylan ile buluştum. Taylan’a hayırlı olsun dedim. Akrabam Semih belgeleri kayınpederime bırakmış, ben belgeleri kayınpederimden aldım. 7-8 saat sonra sabah olunca Taylan’la birlikte Taylan’ın otomobili ile İstanbul’a geçtik. Taylan beni Sabiha GÖKÇEN Havaalanı’na bırakıp Galatasaray antrenmanına gitti.”

TAYLAN SİTEM ETTİ
Ümit gelişmeleri şöyle izah etti:

“Ben Erzurum’a döndükten sonra Gençlerbirliği’nin hakkının yendiğine dair haberler gördüm. Bu aşamada Erzurumspor ile Gençlerbirliği’nin Taylan’ın Erzurumspor’a transferi dönemindeki sözleşmesinden haberdar oldum. Taylan’ın Erzurumspor’dan başka bir kulübe transfer olması durumunda bonservis bedelinin yüzde 40’ının Gençlerbirliği’ne verileceği hususunda kulüpler arasında anlaşılmıştı. Kulüpler arasındaki bu sözleşmede Taylan’ın imzası yoktu ve bu sözleşme Hüseyin ÜNEŞ’ten önceki başkan döneminde yapılmıştı. Başında haberler çıkınca Taylan beni aradı ve ‘abi ben sana güvenmiştim, böyle bir durum varsa niye bana iki protokol imzalattırıyorsun’ diye bana sitem etti. Ben Taylan’a ‘benim de haberim yoktu’ dedim.”

GÖRÜŞMELER WHATSAPP ÜZERİNDEN
Lokman Ümit mahkemede bu konuya şöyle açıklık getirdi:

“Taylan Erzurumspor’a transfer olduğunda ben göreve yeni başlamıştım. Gençlerbirliği ile Erzurumspor arasındaki sözleşme başkanlar düzeyinde bir anlaşma olduğu için benim bu sözleşmeden haberim yoktu. Bu süreçte Kadir KÖSEOĞLU, Abdurrahman BAŞKIR ve Hüseyin ÜNEŞ başta olmak üzere yöneticiler paniklemeye başladılar. Akabinde Başkan Hüseyin ÜNEŞ ve Kadir KÖSEOĞLU, Taylan ile bundan sonraki bütün görüşmeleri ve Taylan ile ilgili kendi aramızdaki bütün görüşmeleri WhatsApp üzerinden yapacağımızı bana söylediler…”

“HÜSEYİN ÜNEŞ ELDEN ALACAĞIMIZI SÖYLEDİ…”
Ümit ifadesine şöyle devam etti:

“Birkaç gün sonra Taylan ‘Galatasaray bana 4.000.000,00 TL’lik parayı verdi, ben bu parayı hangi bankadaki hesaba yatırayım, senet hangi bankada’ diye sordu. Bu durumu Hüseyin ÜNEŞ’e aktardım. Hüseyin ÜNEŞ bana bu parayı elden alacağımızı söyledi. Ben de durumdan işkillenmeye başladım. Ben Hüseyin ÜNEŞ’in bu sözünü Taylan’a aktardım. Taylan’a ayrıca Hüseyin ÜNEŞ tüm meblağların yazdığı fesih mukavelesine imza atmadan parayı verme diye ona söyledim. Senet ile birlikte tüm meblağların yazılı olduğu fesih mukavelesini aldığında ona parayı ver dedim. Hüseyin ÜNEŞ’in Hüseyin isimli personeli Ziraat Bankası Florya Şubesinde bulunan Taylan’ın yanına gitti. Taylan burada senet ile birlikte tüm meblağların yazılı olduğu Hüseyin ÜNEŞ tarafından ıslak imza ile imzalanmış fesih mukavelesini aldı. Taylan senet ile fesih mukavelesinin fotoğraflarını bana Whatsapp’tan gönderdi. Ben ıslak imzanın Hüseyin ÜNEŞ’e ait olduğunu teyit ettim. Bunun üzerine Taylan bankadan çektiği 4.000.000,00 TL’yi Hüseyin isimli personele elden teslim etti. Gelişen süreçte ortalık duruldu, konu soğumaya başladı.”
Şimdi burada duralım ve şöyle bir fikir jimnastiği yapalım.
Erzurumspor Kulübü Başkanı Hüseyin ÜNEŞ, bu 4 milyon lirayı niçin banka aracılığı ile değil de elden almak istedi?
Bu para bankacılık sistemi üzerinden direkt kendisine veya Erzurumspor Kulübü’ne aktarılsaydı herkes için daha kolay, daha sağlam, daha pratik ve mevzuata daha uygun olmaz mıydı?
Bu para niçin elden verildi?
Amaç neydi?
Birilerinin bildiği bir şey mi vardı yoksa?
Takdir kamuoyunun ve de yüce yargının…

“ERZURUMSPOR’UN KASASINA 2 MİLYON LİRA RESMÎ OLARAK GİRDİ”
Lokman Ümit konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Benim işten ayrılmamdan yaklaşık bir ay önce Hüseyin ÜNEŞ kulüp başkanlığından istifa sürecine girdi ve Taylan ANTALYALI ile ilgili 4.000.000,00 TL’nin yarısının benim tarafımdan alıkonularak kulüpten çalındığına dair sosyal medyada haberler çıktı. Taylan ile ilgili 4.000.000,00 TL’nin yarısına ilişkin meblağ Başkan Hüseyin ÜNEŞ üzerinden kulübün kayıtlarına ve kasasına resmî olarak girdi. Diğer 2.000.000,00 TL’nin kulübün kasasına aktarılıp aktarılmadığını, aktarıldı ise ne şekilde aktarıldığını bilemiyorum. Bu süreçte kulüp idaresinde olan şahıslar bu haberlere karşı sessiz kaldılar. Yanlış hatırlamıyorsam Hüseyin ÜNEŞ 16 Aralık 2020’de istifa etmişti.“

KADİR KÖSEOĞLU: “BU İŞİ TEMİZLE…”
Ümit ayrıca şunları söyledi:

“14 Ocak 2021 tarihinde ulusal medyada Atilla Türker isimli bir gazeteci Taylan Antalyalı ile ilgili haberler yaptı. Akabinde haberlerin çıktığı gün Hüseyin ÜNEŞ’in Kadir KÖSEOĞLU’na söylemesi üzerine Kadir KÖSEOĞLU bana ‘bu işi temizle’ dedi. Ben Kadir KÖSEOĞLU’na ‘siz ne dediyseniz ben onu yaptım, benim bir suçum bir kusurum yok’ dedim. Bu işi çöz diye benim hesabıma para yatırıldı. Bana uçak bileti alındı. Önce Taylan’ın menajeri ile görüşmek için Ankara’ya gittim. Taylan’ın menajeri ile görüşemedim. Taylan ile görüşebilmek için İstanbul’a gittim. İstanbul’da Taylan ile görüştüm. O dönem yönetici sonradan Başkan olan Ahmet DAL ve Muhasebeci Osman ÖZKAN ile kulübün İstanbul’da Erzurumspor’un Kasımpaşa ile maçı için kamp yaptığı Sheraton otelde yanımda Taylan varken görüştüm. Taylan onlara Erzurumspor’dan ayrılış sürecini benim yukarıda anlattığım gibi anlattı. Benim beş kuruş para almadığımı söyledi.”

LOKMAN ÜMİT: “BENİ HIRSIZLIKLA SUÇLADILAR…”
Ümit ifadesinde şu hususlara da yer verdi:

“7 Ocak 2021’de futbolcu İbrahim Akdağ Erzurumspor ile sözleşmesini karşılıklı olarak feshedip serbest kalmıştı. Yeni bir kulüp ile de anlaşmamıştı. Kulüp muhasebecisi Osman ÖZKAN’ın İbrahim AKDAĞ’dan 1.000.000,00 TL’lik senet aldığını, benim kulüp binasında olay çıkartıp etrafı kırıp döküp kasadan bu 1.000.000,00 TL’lik senedi çaldığıma dair Kadir KÖSEOĞLU ve yeni yönetim tarafından önce tutanak tuttular, sonra bu gerçeğe aykırı durumu yerel basında haber yaptırdılar. Bu haberler ulusal başına da yansıdı. Amaç İbrahim AKDAĞ üzerinden beni hırsız olarak gösterip Taylan ANTALYALI olayı ile ilgili ne sorun varsa benim üzerime yıkmaktı. Yanlış hatırlamıyorsam 18 Ocak 2021’de İbrahim AKDAĞ olayı üzerinden hırsızlık bahanesiyle beni işten çıkardılar.”

ÜMİT BERAAT ETTİ
Ümit konuşmasını şöyle tamamladı:

“İbrahim AKDAĞ üzerinden bu hırsızlık iddiaları ile ilgili soruşturuldum. Hakkımda iddianame düzenlendi. Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde beraat ettim. Benim hakkımda bu sözde hırsızlık olayına konu meblağa ilişkin önce icra takibi yaptılar akabinde 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtılar. Bu dava lehime sonuçlandı, istinaf mahkemesi neticesinde kesinleşti. Bu davada İzmir’deki evimin üzerine ihtiyati haciz konuldu. Tüm banka hesaplarıma ihtiyati haciz konuldu.”
Burada ben bir parantez açayım.
Şöyle ki… Konuyla ilgili olarak Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin raporu elimde bulunuyor. Bu raporda Lokman Ümit’in suçsuzluğu ile ilgili olarak, “Varlığı ispat edilemeyen bir senet ile ilgili olarak yerel mahkemece verilen beraat kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, Dairemizin Esastan Ret kararının da usul ve yasaya uygun bulunduğu Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun görüşüne sunulur” şeklinde ifade yer alıyor.

BİLİRKİŞİ 1 MİLYON 884 BİN LİRA OLARAK HESAPLADI
İzninizle, Gençlerbirliği’nin Erzurumspor ve Taylan Antalyalı hakkında açtığı davaya dönelim.
Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmekte olan davayla ilgili görevli Bilirkişi Av. Alim Yaban, hazırladığı raporda “Erzurumspor'dan, Taylan Antalyalı’nın Galatasaray'a transferinin 2 Eylül 2019 tarihi itibariyle olduğunu, Galatasaray tarafından 4.000.000 TL bedelin Taylan Antalyalı’ya ödendiğini, Erzurumspor ile Taylan Antalyalı arasında sulh protokolü yapılarak Galatasaray'ın ödediği 4.000.000 TL ile Taylan Antalyalı’nın Erzurumspor’dan olan 711.506 TL olan alacağı olmak üzere toplam 4.711.506 TL tutarında Erzurumspor’a yarar sağlandığını, bu bedelin transfer bedeli olarak Erzurumspor tarafından alındığının kabulü halinde, bonservis bedeli %40 olan 1.884.602,40 TL nin 10 Eylül 2019 tarihi itibariyle Gençlerbirliği’ne ödenmesi gereken bedel olarak hesaplandığını, mahkemenizin takdirlerine saygılarımla sunarım” şeklinde ifade kullandı.
Nihai kararı elbette ki yüce yargı verecek.

GENÇLERBİRLİĞİ’NDEN DAVA ÜSTÜNE DAVA
Davanın karar duruşması 2 Kasım’da olacak.
Gençlerbirliği bu davayı kazandığı takdirde yeni gelişmeler olacak.
Nasıl mı?
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı Niyazi Akdaş, Erzurumspor ve Taylan Antalyalı’nın yanısıra Galatasaray hakkında da yeni hukuki girişimlerde bulunacaklarını söyledi.
Akdaş, o transfer sürecinde tarafların organize işe imza attıklarını ifade etti.
Gençlerbirliği’nin bu doğrultuda Taylan Antalyalı’nın transfer sözleşmesinde Galatasaray Kulübü adına imzası bulunan Başkan Burak Elmas ile 2. Başkan Abdurrahim Albayrak’ın yanısıra Taylan Antalyalı’yı ve Erzurumspor Kulübü Başkanı Hüseyin Üneş’i de Cumhuriyet Savcılığına şikayet edeceği öğrenildi.
Tüm bunların dışında Gençlerbirliği’nin Galatasaray ve Erzurumspor’a tazminat davası açacağı, ayrıca her iki kulübü de Futbol Federasyonu Etik Kurulu’na şikayet edeceği kaydedildi.

GERÇEKLER ER YA DA GEÇ ORTAYA ÇIKAR
Son olarak şu vurguyu yapayım.
Ne güzel bir sözdür, “gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır”.
Taylan Antalyalı transferinde de bu yaşandı işte…

(Kaynak/Ajansspor)